Enginar, Akdeniz havzasından dünyaya yayılan bir ekin olarak tanınıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Meslek Edindirme Programları çerçevesinde hazırladığı Bahçecilik makalesinin enginar yetiştiriciliği başlıklı notlarına göre, özellikle Kıbrıs adasında yetiştirilen enginarlar, Batı ve Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa ülkelerinde karşımıza çıkabiliyor. Hem yabani hem de kültür formlarıyla geniş alanlarda ekimi yapılan bitki, dünyada en çok İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Türkiye, İsrail, Amerika, Arjantin ve Mısır gibi ülkelerde üretiliyor. Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerimizde enginar yetiştiriciliği sık görülüyor. Türkiye’deki üretimin %55’inin Ege Bölgesi’nde, %45’inin Marmara Bölgesi’nde olduğu kayıtlara geçiyor. 


Ülkemizde enginar tüketiminin tarihi çok eski yıllara dayanıyor. Öyle ki, bin yıllar önce Antik Yunan ve Roma dönemlerinde enginarın kral sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer aldığı rivayet ediliyor. İmparatorlukların hüküm sürdüğü yerlerdeki kalıntılarda, enginar çiçeği motiflerinin sütunlarda yer aldığını rahatlıkla görebilirsiniz. 15. yüzyıldan bu yana sebze olarak değerlendirilen enginarlar, sağlıklı beslenme uygulamalarında da kendine yer buluyor. 


Enginar ekini, halk arasında deve dikeni adıyla da anılabiliyor. Kırlarda kendiliğinden yetişen çeşitlerle seleksiyon sonucu bugünkü halini alan ekinler, bugün kültürü yapılarak üretiliyor. Asteraceae familyasındaki bitki, Cynara cinsi içinde üç yabani tür daha bulunduruyor. Bu türler, Cynara cardunculus L., Cynara syriaca Boiss ve Cynara Sibthorpiana Boiss ve Heldr şeklinde isimlendiriliyor. Cynara cardunculus L, Akdeniz kıyılarında ve Latin Amerika’da görülüyor. Cynara syriaca Boiss, Orta Akdeniz’de, Cynara Sibthorpiana Boiss ve Heldr ise Yunanistan ve Ege adalarında üretiliyor. 



Enginar Yetiştiriciliği ve Bakımı

Adana Tarım İl Müdürlüğü’nün Enginar Yetiştiriciliği makalesine göre, ülkemizde en çok yetiştirilen enginar çeşitlerine sakız ve bayrampaşa adı veriliyor. Henüz Akdeniz Bölgesi’nde yaygın yetiştiriciliği olmasa da bölgedeki mikroklima alanlarda enginar yetiştiriciliğinin verim sunacağına inanılıyor. Toprak altı gövdesi çok yıllık olan enginarların toprak üstündeki kısımları ise tek yıllık olma özelliği gösteriyor. 


Ilık iklim sebzeleri arasında gösterilen ekin, soğuk ve çok sıcaktan hoşlanmıyor. Dayanıklılık için sınır -5 derece olarak gösteriliyor. Çok sıcaklarda ise ne kadar sulanırsa sulansın, enginarın çabuk kartlaşacağı belirtiliyor. Enginar tohumu veya enginar fidesi, serin, humuslu, iyi drene edilen, hafif nemli, tınlı, kumlu-tınlı, killi tınlı topraklara rahatlıkla ekilebiliyor. Hafif kumlu topraklarda daha hızlı hasat alınırken başların daha küçük olduğu gözleniyor. Nem çok olduğunda, killi topraklarda ise kök çürüklüğü sebzeye zarar verebiliyor. 


Enginar, bulunduğu yerde 3-10 yıl kalarak ürün vermeye devam edebiliyor. Ancak ekonomik verimin yüksek kalması için 5-6 yılda bir plantasyon yenileniyor. Yaklaşık 3 ile 8 yıl aynı alandan hasat alındıktan sonra, plantasyon tesisi öncesinde 50 cm derinliğinde krizma yapımı ve dip kazan ile sürüm gerekli görülüyor. 



Enginar Ne Zaman Ekilir?

Enginar fidesi, tarlaya ağustos ayı sonunda, eylül ayı başında dikiliyor. Her bitki için ortalama 1 metrekare alan ayrılarak, dekara 1000 adet enginar dikimi uygun görülüyor. Dikim sırasında;


Mart - nisan aylarında, yetişkin ekinlerden alınan dip sürgünler köklendirilerek elde edilen fideler, 

Dinlenme halindeki enginarların toprak altındaki kısmından alınan, üzerinde 3 ile 5 adet göz taşıyan parçaları, 

Toprak yüzeyinde olan, az da olsa kök taşıyan dip sürgünleri, 

kullanılabiliyor. 


Enginar tohumu üzerinden ekim yapılacağı zaman, sıra arası mesafe 1.40 m, sıra üzeri ise 1.20 m oluyor. Tohumlu üretimde genellikle önce fide yetiştiriliyor. Bunun için mart-nisan aylarında tohumlar saksılara, tüplere ekilerek çimlendiriliyor, fide haline getiriliyor. Her saksıya 2-3 tohum ekilerek üretim yapılıyor. Yıl boyu gelişen fideler, ertesi yıl mart-nisan aylarında saksıdan çıkarılarak arazilere ekiliyor. 


Enginar Yetiştiriciliğinde Sulama ve Gübreleme

Enginar, gelişme döneminde oldukça fazla suya ihtiyaç duyuyor. Yetiştirildiği alanda, ağustos ayı itibarıyla verilen uyandırma suyu sonrasında, kış yağışlarına kadar düzenli sulama yapılıyor. Kışın ise nem yağışlarla sağlanıyor ve sulamaya gerek kalmıyor. Eğer kuraklık varsa, sulama gerekiyorsa mutlaka destek veriliyor. Sulama için karıklara salma veya damlama sulama teknikleri tercih ediliyor.  Susuz kalan enginarlar acılaşıyor, verim ve kalite düşebiliyor. Ancak uzmanlar, toprak ağır karakterliyse aşırı su vermekten kaçınmak gerektiğinin altını çiziyor. Aşırı sulama kök çürüklüğü problemini beraberinde getirebiliyor. 


Milli Eğitim Bakanlığı’nın Meslek Edindirme Programları çerçevesinde hazırladığı Bahçecilik makalesinin enginar yetiştiriciliği başlıklı notlarına göre, enginar yetiştiriciliğinde iki dönemde gübreleme yapılıyor. Çok yıllık bir ekin olan enginar için plantasyon öncesinde gübreleme önemli görülüyor. İlk gübreleme bu aşamada yapılırken, ikinci gübreleme enginarların gelişim zamanında gerçekleştiriliyor. İlk gübrelemede, dekara 4-5 ton yanmış çiftlik gübresi veriliyor. Gübre, 30-40 cm derine karıştırılarak uygulanıyor. Ek olarak dekara 15-20 kg civarında azotlu gübre, 30-40 kg fosforlu gübre, 15-20 kg potasyumlu gübre verilebiliyor. İkinci gübrelemede ise organik ve mineral gübre çeşitleri kullanılıyor. Toprak analizine bağlı olarak seçilen gübreler, her yıl uygulanıyor. Ortalama her yıl, dekar başına 15 kg azotlu, 10 kg P2O5 ve 15 kg K2O kullanımı öneriliyor. Fosforlu ve potasyumlu gübrelerin uyandırma suyundan sonra, azotlu gübrelerin ise uyandırma suyu, baş oluşum süreci ve hasat döneminde verilmesi tavsiyeler arasında yer alıyor. Karıklara veya ocaklara gübre uygulaması yapılabiliyor. 



Enginar Yetiştiriciliğinde Sulama ve Gübreleme

Enginar Hasadı Ne zaman, Nasıl Yapılır?

Enginar yetiştiriciliği için hasat zamanı iklime, toprağa, ekin türüne göre değişiyor. Kış ve ilkbahar hasat zamanı olabiliyor. Olgunluk, büyümeden anlaşılıyor ancak kartlaşmama için sapın tam sertleşmemiş olmasına dikkat ediliyor. Brakte yaprakların kapalılığı taze olgunluğun işareti sayılıyor. 


Ege Bölgesi’nde sakız çeşidinin genellikle aralık-ocak aylarında hasadına başlanıyor. Marmara’da bayrampaşa cinsi ise nisan-mayıs aylarında hasat ediliyor. Erkenci ekinlerden sakız cinsinde kasım ayında hasat alınabiliyor. 


Enginar Yetiştiriciliğinde Hastalık ve Zararlılar

Enginar yetiştiriciliği kış aylarında yapıldığı için hastalık ve zararlılar, enginar için önemli bir sorun teşkil etmiyor. Ancak yeni bahçelerde kök çürüklüğü sorunu görülebiliyor. Kök boğazında çürüme ile fark edilen soruna karşı temiz enginar fidesi ve toprak kullanımı önem arz ediyor. Nemin ve yağışın bol olduğu zamanlarda Botrytis cineara adı verilen gri küf, mildiyö, ılık ve yüksek nemli havalarda ise külleme sorunları baş gösterebiliyor. Enginarın virüs hastalıklarının başında, sarı mozayık virüsü ve kıvırcık bodurluk virüsü geliyor. Yaprak bitkileri, enginar kelebeği, enginar yaprak galeri kurdu ve salyangoz ise enginarın başlıca zararlıları arasında sayılıyor. Hastalık ve zararlılarla mücadele için fiziksel, kültürel ve kimyasal yöntemlere başvurulabiliyor.